Uzmanından Ramazan Ayı sonrası beslenme tavsiyeleri
“Bol bol su tüketin, tatlı tüketimine dikkat, egzersizleri ihmal etmeyin, çocuklara ev yapımı tatlılar verin”
ERZURUM – Diyetisyen Gamze Söylemez, oruç sonrası beslenme ve Ramazan Bayramı’ndaki yeme alışkanlıklarıyla ilgili önemli hatırlatmalar yaptı.
Ramazan Bayramı’nda yavaşlamış olan metabolizmanın hızlandırması için öncelikle dikkat edilmesi gereken belli başlı hususların olduğunu belirten Diyetisyen Gamze Söylemez, “Bunlardan birincisi Ramazan Bayramı’nda mutlaka iki ana öğün, iki ara öğün şeklinde beslenmeniz gerekmektedir. Burada özellikle her öğün arasında 2-3 saat kadar fark olursa bu da yavaşlamış olan metabolizmanızın hızlanmasına yardımcı olacaktır. Bununla birlikte Ramazan Bayramı’nın kahvaltısında özellikle daha protein ağırlıklı ancak daha bitkisel proteinler tercih edilmeli. Özellikle koyu yeşil yapraklı sebzelerin çok yoğunlukta olduğu yine yavaşlayan metabolizmaları hızlandırması adına; yumurta, peynir, zeytinin olduğu güzel bir kahvaltı tabağı bizim için yeterli olacaktır.” dedi.
“Bol bol su tüketin”
Özellikle doğu kültüründe daha çok et ağırlıklı besinler tüketildiği için sabah kahvaltısında kırmızı et tüketiminin özellikle durdurulmasında fayda olacağını vurgulayan Söylemez, “Daha protein artı sağlıklı besinler tüketilebilir. Yine yavaşlamış olan metabolizmanızı hızlandırmanızın diğer avantajı da spor aktivite durumu. Özellikle Ramazanda metabolizma yavaşladığı için kabızlık şikayetini çok faza duyuyoruz. Biliyorsunuz kabızlık şikayetinin önüne geçebilmek için öncelikle düzenli beslenme, ardından doğru bir sıvı tüketimi ve mutlaka egzersiz rutini gerekmektedir. Kişilerin günde 20-30 dakika kadar spor yapması hem kilo vermeleri açısından hem de yavaşlamış olan metabolizmalarını hızlandırmaları açısından önemlidir. Ramazanda sıvı tüketimi ayrıca çok önemli. Yine metabolizmanın çalışabilmesi adına günlük 6-8 bardak, bayram sonrası için de günlük 12 bardağa kadar sıvı tüketimi bireylerin metabolizmasını, bağırsak sisteminin çalışmasına yardımcı olacaktır.” şeklinde konuştu.
“Kuru meyve tüketimine yönelin”
Ramazanda boyunca protein ağırlıklı besinlerin çok ağırlıkta tüketildiğini hatırlatan Diyetisyen Gamze Söylemez, “Bu yüzden Ramazan’ın son günlerinde en azından protein ağırlıklı besinleri kısmakta fayda var. Daha çok bitkisel protein olan kuru baklagilleri tüketebilirsiniz. Sıvı tüketiminde yine çay, kahve, sıvının çok fazla yerini tutmaz. Bu yüzden çay, kahve içilecekse, daha açık tüketilmemeli, demli tüketilmemeli ve yemeklerden yarım saat sonra tüketilmelidir. Bu kısma da önem veriyorum. Her sofrada mutlaka koyu yeşil yapraklı sebzeleri bulundurmalısınız. Zeytinyağlı sebzelere önem vermelisiniz. Havalar ısınıyor. Bahar aylarının, mevsim sebzeleri çok çok yoğunlukta. Bu yüzden bunları da sofralarda mutlaka bulundurmalısınız. Ramazanda özellikle kahvaltı, iki ara öğün ve bir ana öğün demiştik. Kahvaltımızı konuştuk. Ara öğün olarak daha çok bitkisel proteinlerden koyu, yeşil yapraklı sebzeleri bulundurabilir. Süt, ayran tüketebilir. Fındık, badem, ceviz gibi yağ tohumları da ara öğünlere de dahil edebilirsiniz. Yine cilt elastikiyeti için cildin parlaklığı için de meyveleri kullanabilirsiniz. Özellikle koyu renkli meyvelerin, antioksidan kapasiteleri çok yüksek olduğu için meyvelerde mutlaka ara öğünler tüketilmelidir. Akşam yemeğinden sonraki tüketilen ara öğün olarak da genelde bizim toplumunuzda tatlı tüketimi çok fazla oluyor. Daha çok kuru meyvelere yönelebilir bireyler. Kuru kayısı, kuru hurma, kuru incir tarzı, kuru meyvelerde tatlı ihtiyacımızı önemli ölçüde azaltacaktır.” diye konuştu.
“Tatlıyı yemekten 2 saat sonra tüketin”
“Bayramda çocuklara doğal meyve suları verin”
Ramazan Bayramı’nda özellikle çocuklara çok fazla çikolata ikramlarında bulunulduğuna dikkat çeken Söylemez, “Buradan da uyarmış olalım. Çocuklarınıza daha çok şekeri olmayan, daha doğal şekerli meyve suları ikram edebilirisiniz. İçerisinde rafine şeker eklenmeyen meyve suları çocuklarınızın büyüme gelişiminde ve beyin gelişiminde de önemli ölçüde farklılık gösterecektir. Daha çok şekerlerden ziyade kendi ev yapımı sütlü tatlılarınızı ikram edebilirsiniz. Burada da böyle birazcık daha tabuları yıkmış olabiliriz diye düşünüyorum. Daha dikkatli olursak çünkü beslenme temelinde çocuklarla devam eden bir şey. Çocukları nasıl yetiştirirseniz ilerleyen dönemlerde yetişkinlerde bu noktada daha bilinçli ilerleyeceğini düşünüyorum” dedi.